Antalya’nın Kaleiçi

0
54

Rusların özgün oyuncağı Matruşka, içiçe bebeklerden oluşmuştur. Antalya’nın Kaleiçi semti de bir anlamda Matruşka gibidir. Bir kaledir, bir limandır, bir mahalledir, sokaklardır, bahçelerdir, evdir, çarşıdır, otel, motel, pansiyondur, bardır, lokantadır, kafedir…

Antalya’nın içinde bulunduğu bölgenin antik adı Panfilya`dır. Anlamı ise bütün kavimlerin ülkesidir. Denizi, bereketli toprakları dağları, ormanları, akarsuları ile bu bölge tüm kavimlerin uğrak yeri olmuştur. İklimiyle yaşamın kolaylaştığı bölgede kurulan zengin kent devletleri sanatın da gelişmesine olanak sağlamıştır. Bütün kavimlerin ülkesi” Pamfılya’nın falezler üzerinden Akdeniz’e bakan “Kaleiçi” de kavimlerin meskeni olmuştur. 2 bin yıl önce kurulan ve ilk adı Attaleia, sonra Stelai ski holidays bulgaria, sonra Satalya, sonra Adalya ve nihayet Antalya olan kent genç Türkiye Cumhuriyetinin bir turizm markasıdır. Kent, ve çevresi ülkeye giriş yapan 13 milyon turistin 5 milyonunu kendi başına çeker. O anlamda bir dünya kenti-dir çağdaş Antalya. Bu çağdaş Antalya’nın da Matruşka’sı Kaleiçi’dır Bu Matruşka’nın içinden neler neler çıkmaz ki; sokaklarıyla, evleriyle, bahçeleriyle, kalesiyle, çarşısıyla, hamamları ve tarihsel yapılarıyla…

Kimler geldi kimler geçti

Helen döneminde Bergamalılar’ın kurduğu ve Kaleiçi’nde başlayan kent yaşamını Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Cenevizliler, İspanyollar, Selçuklular, Osmanlılar devam ettirmişler. Her medeniyet kendi damgasını basmış Kaleiçi’ne. Ünlü gezgin Evliya Çelebi, “Seyahatnamesi”nde kentin Osmanlıların eline geçişini şöyle anlatır: “Cenevizlilerin elinden Sultan Alaaddin, sonra Orhan Gazi eline geçmiştir. Sonra İspanyollar istila edip, tekrar Murat Hüdavendigar fethidir. Teke Sancağı başkenti idi.”

Doğayla uyumlu evler

Günümüzde evleriyle ünlü olan Kaleiçi insanın doğayla uyumudur. Hiçbir ev, ‘manzarayı ben göreceğim’ diye öne çıkmamıştır eski zaman kent yaşamında. Daracık sokakları doğal bir klimadır yaz aylarının bunaltıcı sıcağına karşı. Yazın sıcağına ve nemine karşı çözümler üretmiştir Kaleiçi evlerini yapan mimar ve ustalar. Çamur, saman ve ahşap karışımından üretilen dış yalıtımlar yüksek oranlı nemi önlemiş; evleri yaz – kış sağlıklı yaşam mahalli haline getirmiştir. Daracık sokakları denizden ve dağlardan esen rüzgar akımlarını tüm mahalleye taksim ederken, evlerin arka yüzlerine kurulan bahçeler de aile yaşamının huzur dolu bir başka dünyasını oluşturmuştur. Evlerden çıkan foseptikler ise falezlerde süzülüp, arıtılmış olarak denize dökülür. Yaşayanların birbirlerine “merhaba” demesine olanak veren bir terbiyeye uygun sokaklarıyla, çarşısıyla, meydanlarıyla insanların birebir ilişkisine imkanlar sunan bir anlayışla kurulmuştur Kaleiçi Camlı Köşk.

Evlere yakından bakış

Kaleiçi evleri yeni kuşakların yaşayamayacakları bir huzuru simgeler. Yapılar bu huzurlu yaşama uygun inşaa edilmiştir. Onun için evlere odaklanmakta fayda vardır…Eski evlerin kapıları, develerin ve arabaların geçe-bileceği genişlikte dar sokaklara açılır. Bahçelerinde genellikle portakal ağaçları bulunan bu evlerde, her biri yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılmışlardır. Evin yerleştiği alan, taşlık denilen kesimi oluşturur. Taşlıktan birinci kata bağlanan iç merdiven, bir ara kata geçiş olanağı da verir. Merdivenin son bulduğu üst katın, yanları açık, üstü kapalıdır. “Hayat” denilen bu ışıklı ve havadar yerde, indirip kaldırılabilen kafesler, görüşü ve ışığı düzenlemeye yarar. Kimi hayatlar, tümüyle açıktır; kimileri camlıdır.

Evlerde ana kat, birinci kattır. Giriş katı dışa açılma nedeniyle düzensiz bir görünümdedir; buna karşılık birinci katta, köşe çıkmalarıyla düzenlilik sağlanmıştır. Plan, çoğu kez tam çıkmalarla zenginleştirilir. Giriş katları depo, kiler, hizmet katlarıdır; ara katlar da az çok bu nitelikleri gösterir, iklim elverdiği için, mutfak, banyo, tuvalet çoğunlukla bahçededir. Bu yüzden, evin iç yapısı getir-götür zorunluluklarından etkilenmez. Günlük yaşam, genellikle hayatta ve taşlıkta geçer. Odalar geniş bir aileyi barındıracak biçimde bağımsız evler niteliğindedir. Bu belirgin kullanımlarından dolayı “ev” olarak adlandırılır. Odalardan en genişi, evin en büyüğüne ayrılmıştır. Pencereler dış görünüşe göre değil, iç yaşamın gereklerine göre açılmıştır. Odalarda, genellikle sedir yükseklikleri pencere yüksekliklerini belirlemiştir Pencereleri bol ışık alabilecek biçimde, geniş yapılmıştır. Kimi zaman, ışık girişini kolaylaştırmak için tepe pencereleri de kullanılır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz