Aliyar Bey, Karakoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın amcalarından biri olup Ayazmend Beyi olarak tanınırdı. İstanbul kuşatması sırasında Ayazma Kapısı’ndan askerleriyle birlikte saldırıya geçti. Kuşatma öncesinde, abdest almak için burada bir kaynak kazdırdı. Bu sebeple, bu kapıya “Ayazma Kapısı” adı verildi. Bugün hâlâ deniz kenarında tatlı su çıkan bir kaynak mevcuttur.
Hatablı Sultan ve Odun Kapısı
Hatablı Sultan, Aksaray’da yaşayan ve halk arasında “Oduncuzâde” olarak bilinen meczup görünümlü ama maneviyatı yüksek bir mürşitti. İstanbul fethine 2 bin dervişiyle katıldı ve Odun Kapısı’ndan saldırıya geçti. Bu nedenle bu kapıya “Odun Kapısı” denmiştir. Hatablı Sultan, adını halkın gönlünde hizmeti ve fedakârlığıyla yaşatmıştır Cübbe Ali Hazretleri ve Cibali Kapısı’nın Hikmeti.
Şeyh Zindanî ve Zindan Kapısı’nın Menkıbesi
Şeyh Zindanî Abdürraûf Samedanî Hazretleri, seyyid soyundan gelen büyük bir zat olup fethin önemli manevî önderlerindendir. Atalarından biri, Harun Reşid zamanında elçi olarak gelen ve İstanbul’da zehirlenerek şehit edilen Baba Cafer Sultan’dır. Baba Cafer’in Zindan Kapısı civarında gömülü olduğunu bilen Şeyh Zindanî, 3 bin seyyidle birlikte kuşatma sırasında bu kapıya hücum etti. Kapıyı zorla açarak içeri girdi ve dedesinin mezarını ziyaret etti. Yeşil sarığını onun mübarek başına koydu. Fetih sonrası bu bölgede bir tekke kurdu ve 70 yıl boyunca türbedarlık yaptı. Bu sebeple bu kapıya “Zindan Kapısı” denmiştir Ephesus Daily Tours.
Gemilerin Karadan Yürütülmesi
İstanbul kuşatması sırasında en dikkat çekici olaylardan biri, gemilerin karadan yürütülmesidir. Fatih Sultan Mehmed, Levend Çiftliği’nde 200 kadar firkate yaptırdı. Bu gemiler, Okmeydanı üzerinden kızaklar ve darı serili yollarla kaydırıldı. Azebistan askerleri, Şahkulu adlı kaptanın önderliğinde bu gemileri Tersane Bahçesi yakınında denize indirdi. O günkü teknolojiye göre bu, olağanüstü bir başarıydı. Bugün bile Okmeydanı sahrasında gemilerin geçtiği yerler bilinmektedir.
Bu olayı gören Bizans imparatoru (Tekfur Kral), Tekfur Sarayı’nda ümidini yitirdi. Zira denizden saldırı beklemeyen Bizans halkı, sadece kara tarafından savunma yapıyordu. Ancak Allah’ın takdiriyle o sırada Sarayburnu açıklarında Fransa’dan gelen 12 gemilik bir filonun yardıma geldiği görüldü. Bu durum, düşman için moral olmuşsa da sonucu değiştirmemiştir.
Topların Gücü ve Kireç Kapısı
Bizans’ın denizden saldırıya karşı rahat olması, Sarayburnu’na yerleştirilen bin pare balyemez top, Kız Kulesi’ndeki 100 top ve Galata’daki Eski Tophane’deki 500 toptan kaynaklanıyordu. Bu bölgeye, halk arasında hâlâ “Kireç Kapısı” denir. Çocukluğunda bu kapıda topların durduğunu ve iki bayramda topların atılıp şenlik yapıldığını anlatan hatıratlarda da bu bilgi yer alır.
IV. Murad Döneminde Topların Seferi
Sultan IV. Murad, Bağdat Seferi’ne çıktığında Hafız Ahmed Paşa’yı serdar tayin etti. Bu sefere hazırlık olarak İstanbul’daki büyük toplar sökülüp küçük ve taşınabilir balyemez toplar döküldü. Bu toplar gemilerle İskenderun’a götürüldü, oradan da üç gün içinde Birecik üzerinden Murat Nehri’ndeki keleklerle Bağdat’a taşındı.






