Bilecik

0
38

Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önümüze çıkan Bilecik, Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; “Milletin makus talihinin yenildiği” kent.

Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulduğu Söğüt, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları’nın izlerini gururla taşıyan Metristepe ve ilçelerinde bulunan kültürel zenginlikleriyle Bilecik’te her adımda fısıldayan tarihi duymak mümkün. Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege bölgelerinin kesişim noktasında bulunan Bilecik; Sakarya, Düzce, Kütahya, Eskişehir ve Bursa illerine komşu. Ankara- istanbul demiryolunun da geçtiği Bilecik’in ilçeleri arasında, Bozüyük, Söğüt, Gölpazarı, Osmaneli, Pazaryeri, inhisar ve Yenipazar bulunuyor.

OsmanlI’dan Cumhuriyet’e…

Orta Asya’dan 400 çadırla gelip kök saldığı Söğüt tarih sayfalarında dünyanın en büyük imparatorluklarından Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulduğu yer olarak geçiyor. Şeyh Edebali’nin manevi kurucusu olduğu ve üstün bir devlet anlayışının doğduğu bu topraklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin de kuruluş tarihinde büyük öneme sahip. 8-11 Ocak 1921 tarihileri arasında Birinci İnönü Savaşı’na tanık olan Bilecik, 1 Nisan 1921 tarihinde ikinci İnönü Savaşı’ndan da galip çıkan Albay İsmet İnönü’yle beraber, Cumhuriyet tarihinin altın sayfalarında haklı yerini almış. Bir “dönüm noktası” önemini taşıyan İnönü Zaferleri sonunda Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet İnönü’ye söylediği; “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz” sözü sadece tarih sayfalarında değil, günümüzde Metristepe Anıtı’nda da altın harflerle yazılı…

“İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın…”

Ertuğrul Gazi ve Osman Bey’in, Osmanlı imparatorluğu’nun kuruluş döneminde büyük yardım gördüğü Şeyh Edebali, düşünceleriyle dünyanın en büyük imparatorluklarından bir tanesinin “manevi lideri” kabul ediliyor. Orta Asya’dan at sırtında Anadolu’ya varan Kayı Boyu’nun yerleşik düzene geçmesinde önemli rol oynayan Şeyh Edebali aynı zamanda Osman Bey’in kayınpederi. Doğaya ve insana duyduğu büyük saygıyı her öğretisinde Osman Bey’e geçiren Şeyh Edebali’nin; “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” sözü, olması gereken üstün devlet düşüncesini ortaya koyuyor.

Şeyh Edebali’nin Osman Bey tarafından inşa ettirilen türbesi, Bilecik’i ziyaret edenlerin akınına uğruyor. Dualarını eden ziyaretçiler ünlü düşünürün sözlerine duvarlardaki yazılardan şahit oluyorlar. “Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki alime, Zenginken fakir düşene,

Hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki yüksekte yer tutanlar Aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Haklı olduğunda mücadeleden korkma.

Bilesin ki atın iyisine doru, Yiğidin iyisine deli derler”

Bilecik Mülakatı

10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşmasının ardından Anadolu’da Kuva-i Milliye hareketi gün geçtikçe kuvvetlenmektedir. İstanbul Hükümeti, Ankara Hükümeti ile uzlaşmak amacıyla bir buluşma teklif eder. İstanbul Hükümeti’ni temsilen Dahiliye Nazırı Ahmet izzet Paşa ve heyeti 5 Aralık 1920 tarihinde, Ankara Hükümeti’ni temsil eden Mustafa Kemal Atatürk ve heyetiyle Bilecik istasyonu binasında buluşur. Kurtuluş Savaşı’nın kritik toplantılarından olan “Bilecik Mülakatfnın sonucunda; İstanbul Hükümeti’nin Sevr Antlaşması’nı kabul ettirme hayalinin karşısına, Mustafa Kemal Atatürk’ün özgür Türkiye Cumhuriyeti gerçeği çıkar. Mülakattan olumlu ve somut bir sonuç elde edilemez.

Bilecik Mülakatı’nın gerçekleştiği istasyon binası günümüzde hala dimdik ayakta ve kullanılıyor.

aslına uygun bir eski Türkevi. Müzede Söğüt ve yakın çevrede yaşayan yörüklere ait etnografik eserler ve eşyalar sergileniyor. Müzede sancak, eski giyim kuşam, el dokuması kilim ve halılar, silahlar, ölçü ve tartılar, peşkir para keseleri, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait sikkeler ile, toprak kaplar bulunuyor.

Toprağın sanatı

Bilecik’in, Pazaryeri ilçesi Kınık Köyü’nde, toprağın sanatı “çömlekçilik” yüz yılı aşkın zamandır icra ediliyor. Su kabı, sürahi ve testi yapımından gün geçtikçe çeşitlenen ürünler, bu işle uğraşan atölye ve insan sayısını da artırmış, ürünler çeşitlenerek çoğalmıştır. Kınık Köyü yakınlarında çıkan kırmızı kil, çeşitli işleme aşamalarından geçirildikten sonra karıştırılarak kalitelendiriliyor ve helezondan geçirilerek vakumlanıyor. Hazır hale gelen çamur el maharetiyle işlenip fırınlanıyor ve İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa gibi büyük şehirlerde satılıyor.

Read More about Süleymaniye

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz