Üç bin ev
Kaleiçi’nin eski zamanını öğrenmek için Evliya Çelebi’mize dönelim: ” (…) Dört kapıdan başka kent surlarının ayırdığı mahalleler içinde 22 küçük kapısı daha vardır. Bu içkale yedi kattır. Hendekleri yoktur. Paşa Sarayı Hünkar Camisi’nin bulunduğu başka bir kısımdadır ve alt yanında limana nazır balyemez toplar durur. Ve kalenin tamamı yedi kısımdan oluşmuştur. Kale içinde dört mahalle ve oldukça sık kiremit örülü üç bin ev vardır. Cümle yetmiş sokaktır. Sokakları kaldırımdır. Her evin dört direk üstüne bir çardağı vardır ki, Antalyalılar yazın geceleri orada yatarlar. Bütün evler güneye, batıya ve limana nazırdırlar.”
Turistik Kaleiçi
Evliya Çelebi’nin anlattığı Kaleiçi’nin ev ve sokak sayısı da bir aşağı bir yukarı aynıdır zamanımızda. Sokakları bugün de kaldırımdır. Dünden bugüne bir fark vardır ki o fark da çok önemlidir. Kaleiçi, artık bir yaşam mahalli değildir. Orası da bir turizm markası olmuştur. Daha düne kadar kimsenin yüzüne bakmadığı, durduğu yerde çürüyen evler, yeni sahipleri tarafından ardı ardına restore edilip turizme açılıyor. Birbirinden güzel butik oteller, pansiyonlar, restoranlar, barlar, kafeler kitle turizmi dışında kenti ziyaret edenler tarafından dolduruluyor. Yaz aylarında portakal ağaçları altında yemek yenilen, müzik dinlenilen kireç badanalı bahçeli lokantalarda, Akdeniz romantizmi ve coşkusu bir başka yaşanıyor. Bu küçük ve sıcak işletmelerin dışında restoran kompleksi ‘Gizli Bahçe’ ise ağırbaşlı tarzdan hoşlananların uğrak yeridir. Gizli Bahçe, Selçuklular döneminden kalma 5 ayrı yapının restorasyonuyla turizme kazandırılmış, restoranlar kompleksidir. 2 bin 200 metrekarelik bir alandaki tesisin Yat Limanı’na bakan manzarası muhteşem. Türk, Fransız ve İtalyan yemeklerin- den oluşan mönüsü deniz ürünleri ağırlıklıdır ski resorts bulgaria.
Sokaklar arasındaki dükkan ve tezgahlarda çeşit çeşit, renk renk hediyelik alabilirsiniz. Limana inen yol üzerindeki halı mağazaları sizin bir başka tercihiniz olabilir.
Birbirinin manzarasını kesmeyecek bir biçimde eski Ka-leiçi evlerinin restore edilerek butik otel, pansiyon, motele çevrilen konaklama yerleri; bahçeleri, lokantaları, kafeleri, pastaneleri, barları sizi misafir etmeye hazırdır. Bunlardan biri de Tekeli Konaklaradır. Bu işletme Altı Selçuklu konağının restorasyonuyla ortaya çıkarılmış. Yüzme havuzu ve restoran bölümü avluda çözülmüş. Dekorasyonu son derece özgün odaların-da, ahşap kısımlar ‘sandal ağacı’ndan. Böylece konukların sabaha kadar, bu ağaca has kokuyu duymaları sağlanmış. Banyo duvarları, fayans yerine çinilerle kaplanmış. Yasemin, hanımeli ve portakal çiçeği kokularının yayıldığı serin taş avlusundaki restoranı ve barı, yiyip içenlere keyifli anlar yaşatacak şekilde düzenlenmiş. ‘Karadut’ adını verdikleri pastanesi, başta muhallebisi, fırın sütlacı, keşkülü ve baklavası olmak üzere tüm pastane ürünleriyle ünlenmiş. Restoranı Türk ve Fransız yemekleriyle balık ağırlıklı. İnce bir zevkle yapılan bir başka konaklama işletmesi ise Türk Evi. Mülkiyeti Tütav’a (Türk Tanıtma Vakfı) ait olan Türk Evi Otelleri de 3 ayrı konaktan oluşuyor. 20 odasında 49 yatak bulunuyor. Otelin dekorasyonu da saraylarınkini andırıyor. Mutfağı Türk ve Fransız yemekleri ağırlıklı.
Her mevsim bir başka kokar
Evliya Çelebi Antalya Kaleiçi insanlarını şöyle anlatır: “Bu şehrin halkı, Anadolu halkı gibi güzel Türkçe konuşurlar. Ticaretlerine güvenilir örnek tüccarlardır. Delikanlıları Cezayir elbisesi giyerler. Kadınları çuha ferace ve başlarına sivri takkeler üzerine beyaz örtü örterler. Halkı edepli ve garip dostudurlar.” Bugün ise bambaşkadır Kaleiçi insanı ve ziyaretçileri. Onlar tatil insanlarıdır. Rahattırlar. Eğlenmeye ve dinlenmeye gelmişlerdir. Kaleiçi de onlara barış içinde eğlenme ve dinlenme imkanı sunar Antalya’nın Kaleiçi.
Roma’nın barış dönemini simgeleyen Hadrianus Zafer Takı ve Kapısı, Yivli Minaresi, limanı, kalesi, camileri, türbeleri, medreseleri, hamamları ve Suna -inan Kıraç çiftinin kente kazandırdığı müzesi ile Kaleiçi; yasemin, portakal, limon ve hanımeli çiçeklerinin kokuları ile sizi her mevsim bir başka dünyaya götürür.
